Yazarı: Edgar Allan Poe
Çevirmeni: Memet Fuat
Sayfa Sayısı: 142
Yayınevi: ADAM Yayınevi
Goodreads Puanı: 4.00
İnsanlar Ne Düşünüyor?
"Sarhoş, yoksul, ezik, dışlanmış Edgar Allan Poe, dingin ve erdemli bir Goethe'den ya da Walter Scott'tan çok daha fazla hoşuma gidiyor. O ve onun gibi özel yapıdaki adamlar için şöyle diyeceğim: 'Bizler adıma acı çektiler.'"
-Charles Baudelaire
"Garip, dengesiz ve saplantılarla dolu yapısının kendini cinayete ya da deliliğe sürüklemesini önlemek için, Poe'nun elinin altında bir başka zehir vardı. Herkesin aynı rahatlıkla kullanamayacağı bir zehir: Güzel ve özenli yazısıyla, arada bir derin üzüntüsünden sıyrılmasını sağlayan, ürkünç, kasvetli ama avutucu imgeleri kağıda döktüğü mürekkepten söz ediyorum."
-Marie Bonaparte
"Harika bir öykücü ve harika bir çeviri. Her sayfası sizi esir alıyor. Zekice kurgulanmış öyküler başınızı döndürüyor."
-aak100, Kitapyurdu
Biraz Bilgi
"Morgue Sokağı Cinayeti", kitabın ilk öyküsü olup 1841'de ilk defa Graham's Magazine'de yayımlanmıştır. Aynı zamanda bu öykü, ilk dedektiflik öyküsü sayılmaktadır. Türkiye'de ilk 1937, "Morg Sokağında İki Taraflı Cinayet" adıyla yayımlanmıştır.
Dinleyin!
Eğer İngilizce'niz iyiyse, ve "Morgue Sokağı Cinayeti" hikayesini dinlemek isterseniz, buyrun dinleyin:
1.Kısım:
http://ia700301.us.archive.org/24/items/ruemorgue_rtx_librivox/murdersruemorgue_01_poe_64kb.mp3
2.Kısım:
http://ia700301.us.archive.org/24/items/ruemorgue_rtx_librivox/murdersruemorgue_02_poe_64kb.mp3
3.Kısım:
http://ia700301.us.archive.org/24/items/ruemorgue_rtx_librivox/murdersruemorgue_03_poe_64kb.mp3
Poe'nun Elinden
Poe'nun el yazısıyla, orjinal dilinde, "Morgue Sokağı Cinayeti" hikayesi...
Morgue Sokağı'nda Ne Oldu?
Seneryomuz
(Destina ve Ezgi gazeteye göz atarken gördükleri bir haber dikkatlerini çeker. Dikkatle haberi inceleyen ve gazeteyi önüne çekip okumaya devam eden Destina bir süre sonra arkadaşı Ezgi'nin merakla ona baktığını görüp haberi sesli okumaya başlar.)
Destina: OLAĞAN DIŞI CİNAYETLER. - Bu sabah saat üçe doğru St. Roch Mahallesi halkı, birbiri ardına gelen korkunç çığlıklarla uyanmışlar; bu çığlıklar, Morgue Sokağında, Madame L'Espanaye ile kzı Mademoiselle Camille L'Espanaye'in oturmakta oldukları bir evin dördüncü katından gelmekteymiş. Kapıyı içeridekilere güzellikle açtırmak için boşuna harcanan birkaç dakikadan sonra, aralarında iki de jandarma bulunan sekiz on komşu, bir demir çubukla kilidi kırarak içeri girmişler. Bu sırada çığlıklar kesilmişmiş; ama komşular merdivene saldırdıkları anda, evin yukarılarından doğru, kavga eden, kızgın sesler gelmiş. İkinci katın sahanlığına vardıklarında, bu sesler de kesilmiş, her şey tam bir sessizliğe gömülmüş. Komşular hemen dağılıp bütün odaları aramaya başlamışlar. Dördüncü katın arka tarafındaki odaya girince hepsi büyük bir şaşkınlık ve korkuya kapılarak kalakalmışlar.
(Ezgi gazeteyi Destina'nın elinden alır ve haberin geri kalanına göz gezdirir.)
Ezgi: Genç kız boğularak öldürülüp.. Tanrım! Bacaya sıkıştırmışlar! Ne kadar canice... Yaşlı kadın da dışarıda bulunmuş, hem de başı kesik bir şekilde... Aman tanrım...
(1 gün sonra. Destine içeri girer. Destina ve Ezgi gazete okuyorlar. Ezgi'nin gözü dün okudukları haber ile ilgili yeni bir habere takılır.)
Destina: Günaydın.
Ezgi: Günaydın ve bir baksana... Burada cinayet işlenirken yakınlarda olan insanların açıklamaları var...
(Destina gazeteyi eline alır ve okumaya başlar.)
Destina: Pauline Dubourg, çamaşırcı kadın...
(Destina'nın sesi kısılır ve Esra'yı görürüz. )
Esra: İkisini de yaklaşık üç yıldır tanırdım. Çamaşırlarını yıkıyordum onların. Yaşlı bayanla kızı pek iyi geçinirdi, pek severlerdi birbirlerini. Bana da sağ olsunlar günü gününe para verirlerdi. Gerçi o para nereden gelirdi, bilmem. Madame'ın falcılık yaptığını düşünüyordum. Birikmiş parasının olduğundan bahsederdi bana. Çamaşırları almaya ve bırakmaya geldiğimde evde başka kimseyle karşılaşmadım. Hizmetçileri yoktu, adım gibi eminim.
(Ezgi Destina'nın elinden gazeteyi alır ve okumaya başlar.)
Ezgi: Pierre Moreau. Tütüncü.
(Ege'nin görüntüsü)
Ege: Dört yıldan beri Madame L'Espanaye'e tütün ve enfiye satıyordum. Doğma büyüme bu mahalleliyim. İhtiyar kadınla kızı yaklaşık 6 yıldır öldürüldükleri evde oturuyordu. Daha önce bir kuyumcu otururdu orada. Ev aslında Madame'ın malıdır. Ama o ihtiyar kadın çocuk gibiydi. Kızını en fazla 5 veya 6 defa gördüm. İkisi de içine kapanık bir hayat sürerdi. Eve bir iki kere hamal, sekiz on kere de doktor girdiğini gördüm. Yalnız bu kadar.
(Tekrar Destina'ya döner.)
Destina: Isidore Muset. Jandarma.
(Uğur'un görüntüsü)
Uğur: Sabah 3'te çağırıldım. Kapının önünde içeri girmek için uğraşan belki de 30 kişi vardı. Kapıyı kasatura ile açtım, demir çubukla değil. Zor olmamıştı. Kapı çift kanatlıydı. Üstelik alt ve üst sürgüleri de açıkmış. Çığlıklar kapı zorlanana kadar devam etti ve sonra birden bire kesildi. Çok acı çeken bir insanın çığlıklarına benzeyen yüksek, uzun haykırışlardı bunlar. Merdivenden yukarı koştum. İlk sahanlığa vardığımda kavga eden iki yüksek ses duydum. Biri hırçın, boğukça bir ses, öbürü daha keskindi. Çok tuhaftı. Birincisinin bazı kelimelerini anladım. Bir Fransız'ın sesiydi. Kadın olmadığına eminim. Anlayabildiğim kelimeler şunlar: "sacre, diable." Keskin ses yabancıydı; kadın mı erkek mi anlayamadım. Dili İspanyolca'ya benziyordu.
(Ezgi'yle döner.)
Ezgi: Henry Duval. Komşu.
(Okan'nın görüntüsü)
Okan: Kuyumcuyum. Eve ilk girenlerden biriyim aslında. İçeri girer girmez kapıyı kapattık çünkü dışarıda saatin uygunsuzluğuna karşın kaşla göz arasında toplanmış olan büyük bir kalabalık vardı. Bana göre keskin ses bir İtalyandı Fransız olmadığına eminim. Erkek veya kadın sesi olup olmadığını ayıramıyorum. İtalyanca bilmediğim için kelimeleri seçemedim. Konuşanın İtalyan olduğunu sesinin ahenginden anladım. Madam ile kızını tanırdım. İkisiyle de sık sık konuşurdum. Keskin ses onlardan biri değildi, eminim.
(Ezgi'ye döner.)
Ezgi: Alfonzo Garcio. Müteahhit.
(Barkın'ın görüntüsü.)
Barkın: Morgue Sokağında oturuyorum. İspanyol'um. Eve girenlerin arasındaydım, fakat yukarı çıkmadım. Çok sinirliydim, fazla heyecanlanıp sinir buhranına kapılmaktan korktum. Kavga eden sesleri duydum. Hırçın ses bir Fransız'dı, erkek sesiydi. Ne söylediğini anlayamadım. Keskin ses bir İngiliz'di, buna eminim. İngilizce bilmiyorum fakat sesin ahenginden anlayabildim.
(Görüntü tekrar Ezgi ve Destina'ya döner)
Destina: Daha bir çok görgü tanığı var... Acaba gerçekte ne oldu?
Ezgi: Kim bilir...
Destina: Sanırım bu olay senin ilgini benimkini çektiği kadar çekti.
Ezgi: Doğru. Çok ilginç bir dava.
Destina: Bunu araştırmak ister miydin?
(Görünü kararır ve video biter.)
Kaynakça:
http://www.eapoe.org
http://www.wikipedia.org
http://www.kitapyurdu.com
http://www.goodreads.com
http://www.goodreads.com